Ticaretle tanışmam çok küçük yaşlara dayanır. Çocukluk yıllarımda, babamın iş hayatındaki iletişimini ve ticaret dilini yakından gözlemleyerek büyüdüm. Bu süreç, yalnızca para kazanmayı değil; insan ilişkilerini, pazarlık psikolojisini ve karar alma dinamiklerini anlamamı sağladı. Bugün sahip olduğum bakış açısının temeli o yıllarda atıldı.

Üniversite döneminde sermaye piyasalarıyla tanıştım. Özellikle hisse senedi piyasaları ve piyasa dinamiklerine yönelik aldığım finansal eğitimler, finansal dünyaya bakışımı kökten değiştirdi. O günden bu yana 10 yılı aşkın süredir borsanın içindeyim ve bu süreçte piyasanın hem yükselişlerini hem de sert düşüşlerini birebir yaşadım. Kazandıran dönemleri de gördüm, yatırımcıyı yanıltan tuzakları da.

Bu 10 yıllık süreç bana şunu net şekilde öğretti:
Borsada kalıcı başarı, şansla değil; bilgi, disiplin ve doğru stratejiyle mümkündür. Sosyal medyada sıkça “şanslısınız” yorumlarıyla karşılaşıyorum. Oysa gerçek tablo; güne erken başlayan, sürekli kendini geliştiren ve bilgisini kazanca dönüştüren bir çalışma disiplinidir. Şans değil, sistem vardır.

Ticaret geçmişim sayesinde paranın hareketini, borsadaki sermaye akışını ve yatırımcı psikolojisini daha net okuyabiliyorum. Çünkü al-sat mantığını sahada öğrendim, sermayenin nasıl büyüdüğünü borsada deneyimledim. Zamanla fark ettiğim en önemli gerçek şuydu: Ticaret para kazandırır, borsa ise parayı büyütür.

Dünyadaki en güçlü örneklerden biri olan Warren Buffett da servetini mirasla değil; doğru bilgi ve doğru stratejiyle inşa etmiştir. Aynı yaklaşım, benim için de finansal özgürlüğün kapısını açtı. Bugün düzenli gelir üreten, kendi kararlarını kendi veren ve kimsenin emri altında olmayan bir yaşama sahip oldum.

Eğitim anlayışımın merkezinde şu prensip yer alır:
Teknik analiz, temel analiz ve yatırım psikolojisi bilinmeden borsada işlem yapmak, uzun vadede sürdürülebilir değildir. Tüyo ile işlem açmak, risk yönetimini bilmeden pozisyon almak, yatırımcının en büyük hatasıdır. Çünkü bilgi yoksa, ne zaman durulacağını da bilemezsiniz.

Bu nedenle amacım; insanlara “hangi hisseyi alacağını” söylemek değil, borsayı nasıl okumaları gerektiğini öğretmektir. İnsanların para için çalışmak zorunda kalmadığı, paranın onlar için çalıştığı bir sistem kurmalarına katkı sağlamayı hedefliyorum.

Benim için en büyük motivasyon ise şudur:
Yaptığım işin insanlara gerçekten fayda sağlaması. Çünkü bilgi, emekle birleştiğinde ortaya çıkan şey; geçici kazanç değil, kalıcı bir finansal güçtür.